“`html
Suriye’deki Dürzi Lider Hikmet El-Hecri’nin Rolü
Suriye’deki Beşar Esad yönetiminin gerilemesi ve İsrail’in güney sınırındaki varlığı, Dürzi topluluğunun ruhani lideri Hikmet El-Hecri’yi, sadece dini bir figür olmaktan öteye, karmaşık siyasette söz sahibi bir topluluğun temsilcisi haline getiriyor.
1965 yılında, babasının çalışmak üzere gittiği Venezuela’da dünyaya gelen Hecri, eğitim hayatına Suriye’de başladı. İlkokuldan itibaren tüm öğrenim sürecini burada tamamladıktan sonra, 1990’da Şam Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.
Ağabeyi Ahmet El-Hecri, 1989 yılında Süveyda’da önemli bir ruhani liderlik makamına geçtiği sırada Hecri, mezuniyetinin eşiğindeydi. Ahmet El-Hecri, 2011 baharında patlak veren rejim karşıtı hareketlere sempatik bir yaklaşım sergileyerek, bazı Dürzi askerlerin Özgür Suriye Ordusu’na katılmasını destekliyordu. Ancak Ahmet’in, 2012 yılında ani bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ardından liderlik Hikmet El-Hecri’ye devredildi.
Esad ile İlişkiler: 2018’e Kadar Denge Sağladı
Hikmet El-Hecri, ağabeyinin aksine Esad rejimiyle ilişkilerini dikkatli bir şekilde yönetti. 2011’de iç savaşın başlaması sonrasında, 2018 yılına kadar Süveyda’nın rejim ordusuna katılmasını destekledi ve askerlikten kaçanları af konusunda cesaretlendirdi. Bu süre zarfında, rejime yakın dini liderlerden biri olarak öne çıktı ve birçok etkinlikte yer aldı.
Hecri’nin liderliği boyunca, Dürzi topluluğu içinde bazı bölünmeler yaşandı. Kanavat kasabası, Hecri’nin destekçileri için bir merkez haline gelirken, ayrılan farklı gruplar ise Ayn ez-Zaman Türbesi’nin önde gelen şeyhleri Yusuf Cerbu ve Hammud El-Hanavi etrafında toplandı.
2021 Yılı: Çatlaklar ve Değişim Süreci
Hecri’nin Esad rejimiyle olan ilişkilerinde, 2021 yılı itibarıyla bazı değişimler gözlemlendi. Bu yıl ve 2022’de, ülke genelinde artan yaşam standartları sorunlarına karşı düzenlenen protestolara destek veren Hecri, rejime karşı daha temkinli bir tutum benimsedi. Rejim de bu süreçte Dürzi toplumunun yeni yüzü olarak Şeyh Yusuf Cerbu’yu desteklemeye başladı.
16 Ağustos 2023 tarihinde, Suriye rejiminin akaryakıt fiyatlarını artırmasının ardından Dera ve Süveyda gibi birçok şehirde protestolar patlak verdi. Hecri’ye bağlı çeşitli gruplar da bu gösterilere katıldı. ABD, bu durumdan faydalanarak 27 Eylül 2023’te Dürzi lider Hecri ile bir görüşme gerçekleştirip Süveyda’daki eylemlere destek verdiklerini duyurdu.
Rejim, 13 Mayıs 2024’te devam eden protestolar nedeniyle bölgedeki kontrolü sağlamak adına eski bir istihbarat şefini vali olarak atadı.
Esad Yönetimini “Tiranlık” Olarak Nitelendirdi
2024 Aralık’ta Esad rejiminin devrilmesinin ardından, Hecri, Suriye halkını “yolsuzlukla dolu ve nefreti besleyen” bir rejimi geride bıraktıkları için kutladı. 30 Aralık 2024’te verdiği röportajda ise “Suriye, 60 yıllık bir sömürge döneminden kurtuldu.” diyerek eski yönetimi “tiranlık” olarak tanımladı.
Hecri, bu süreçte yerel yönetimlerin özgür olması gerektiği ve merkezi yönetimle kopmaması gereken yeni bir sistem talep etti. Aynı zamanda, 2012’den bu yana elde ettikleri fiili otonominin yeni yönetimle sona erebileceği konusundaki kaygılarını da dile getirdi.
İsrail’in Artan Desteği ve El-Hecri’nin Sertleşen Tutumu
Hecri’nin muhalif tavrı, İsrail’in Suriye’nin güneyindeki askeri varlığının artmasıyla daha da belirgin hale geldi. 27 Kasım’da yaşanan çatışmaların ardından, 8 Aralık’ta 61 yıllık Baas yönetiminin çöküşü ile İsrail ordusu Suriye’ye yönelik saldırılarını artırdı. Golan Tepeleri’nde rejimden arta kalan askeri altyapıyı hedef alan İsrail, bölgedeki etkisini artırmaya çalıştı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 28 Ocak’ta Golan Tepeleri’nde kalıcı bir varlık oluşturacaklarını ve “dost halklarla” ilişkiler geliştireceklerini belirtti. Bu kapsamda, Suriye’nin güneyindeki Dürzi topluluğuna 1 milyar dolarlık bir yatırım paketi açıklandı.
Hecri, 14 Mart 2025’te yaptığı açıklamada, Şam yönetimini “aşırıcı bir yapı” olarak tanımlarken, Dürzi toplumunun haklarını savunmak için savaştıklarını vurguladı. “Var olma ya da olmama aşamasındayız.” diyerek durumu net bir şekilde ifade etti.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, geçici anayasanın temel unsurlarını belirten bir bildirgeye imza attıktan sonra, Hecri bu bildirgeyi “mantıksız” buldu. 10 Haziran’da yaptığı bir röportajda ise anayasal düzenlemeleri “zalimce” olarak nitelerken, tüm mezheplerin haklarının yeterince gözetilmediğine dikkat çekti.
Ceramana’daki Çatışmalar ve Uluslararası Müdahale Çıkarımı
28 Şubat’ta Ceramana Mahallesi’nde Dürzi gruplar ile Suriye ordusu arasında çatışmalar yaşandı. İsrail Başbakanı Netanyahu ise 1 Mart’ta yaptığı açıklamada, Dürzilere zarar gelmesi durumunda gerekli karşılığın verileceğini bildirdi.
Yaşanan olayların ardından Hecri, Washington Post’a verdiği röportajda “krizdeyiz” diyerek uluslararası müdahale talep etti. Hecri, ayrıca İsrail’in “düşman olmadığını” da vurguladı.
Süveyda ilinde 13 Temmuz’da Dürzi güçlerinin Suriye ordusuna yönelik saldırılarında, 6 asker hayatını kaybetti. Hecri, bu olaydan sonra Suriye ordusuna karşı destek vermek için halkı direnişe çağırdı.
Dürzi toplumunu Şam yönetimine karşı kışkırtan İsrail, 30 Nisan’da Suriye’ye saldırılar düzenleyerek, bölgedeki durumu karmaşık hale getirdi.
Hecri, çeşitli zamanlarda uluslararası koruma ve müdahale istemekte. Bununla birlikte, Suriye’nin tamamına dair tutumunu ve Dürzi toplumunun geleceğini düşünerek, stratejik hamlelerde bulunmaya devam ediyor.
“`